İnsani krizlerde en hızlı zedelenen üç şey vardır: su, besin ve onur. Bir diyetisyen olarak biliyorum; beslenme yalnızca kalori hesabı değildir. Aynı zamanda adaletin sofraya inmiş hâli, merhametin gündelik dile tercümesidir. Bu satırlar, Filistin’de etkilenen insanlar için gıda adaletini bilimsel bir çerçeveyle ele alırken kalbin sesini de kısmadan konuşmak içindir: Bir lokmanın hakkı, bir çocuğun büyümesi ve bir annenin içinin bir an huzur bulmasıdır.
1) Gıda adaleti nedir ve neden hayatidir?
Gıda adaleti, herkesin güvenli, yeterli ve kültürel olarak kabul edilebilir gıdaya erişimini savunan hak temelli bir yaklaşımdır. Filistin bağlamında sağlık sistemine erişimdeki yapısal engeller, sağlık tesislerine/sağlık çalışanlarına yönelik tehditler, sevk–izin kısıtları ve yetersiz kaynaklar bu hakkı fiilen parçalar. Çocuklar, gebeler, yaşlılar ve kronik hastalığı olanlar; en kırılgan halkadır. Bilim burada “gereksinim” der; vicdan ise aynı gerçeği daha çıplak söyler: Bir bardak su bazen bir insanın onurla yaşama hakkıdır.
2) Kırılgan halkalar: İlk 1000 gün, çocuklar ve ruh sağlığı
Araştırmalar, ilk 1000 gün (gebelik + ilk 2 yıl) döneminde beslenme ve sağlık hizmetlerine erişimdeki kesintilerin uzun vadede büyüme ve bilişsel gelişimi etkileyebildiğini; şiddet ve yerinden edilmenin anksiyete ve travma sonrası stres bozukluklarını artırdığını gösterir. Tedaviye erişim, uzman ve ilaç eksikliğiyle daha da zorlaşır. Bedenin açlığı giderilmeyince ruhun yükü ağırlaşır; ama bir tabak sıcak çorbanın, bir bardak temiz suyun taşıdığı umut, çoğu zaman kelimelerden daha tesirlidir.
3) Afet ve çatışmalarda ek risk: Çevresel maruziyetler
Afetler yalnızca gıdayı ve suyu değil, kimi zaman çevresel toksik maruziyetleri de gündeme taşır. Endüstriyel sızıntılar ve kimyasal kazalar, uzun vadeli kardiyometabolik riskleri artırabilir. Coğrafyalar farklı olsa da ilke aynıdır: Halk sağlığı, olaylar bittiğinde değil, izlem başlarken başlar. Zarar vermemek; yalnız klinikte değil, şehir planında ve yardım politikalarında da ahlâkî bir ilkedir.
4) Dayanışmayı somutlaştırmak: Bilimsel ilkelerle pratik adımlar
-
İsrafı azalt, sadeleş, tasarrufu bağışa dönüştür. Haftalık tüketimde lüks/atıştırmalık kalemlerini kıs; aynı bütçeyi güvenilir kanallarla paylaş. Küçük, düzenli bir adım; büyük ve sürekli bir tesire dönüşür.
-
Dayanışma gıda paketi için genel çerçeve:
-
Enerji/protein yoğun: fıstık ezmesi, tahin–pekmez, konserve balık/et, kuru bakliyatlar.
-
Uzun raf ömrü: pirinç, bulgur, tam buğday makarna, yulaf, süt tozu/UHT süt.
-
Mikro besin desteği: kuru meyve, iyotlu tuz.
-
Hazırlama kolaylığı: az suyla, tek tencerede pişebilen seçenekler.
-
Hijyen: sabun, ıslak mendil (tıbbi reçete değil; temel hijyen bilgisidir).
-
Önemli not: İhtiyaçlar hızla değişebilir; listeleri ve bağış kanallarını bizzat güncel teyitle kontrol edin.
-
-
Çocuk odaklı yaklaşım: Sevk–izin süreçleri ve kısıtlı altyapı içinde dahi, çocukların zamanında ve uzmanlaşmış bakıma ulaşması önceliklidir. Bir çocuğun yolculuğunu kısaltan her adım, yaşam boyu etkisini taşır.
5) Dil ve paylaşımda etik: İnsanı merkeze al, umut dilini çoğalt
“Tıbbi ayrımcılık” gibi kavramlar, sağlık hizmetlerine erişimdeki sistematik eşitsizlikleri tartışmak için kullanılır; böylesi bir tartışma, meseleyi siyasî gürültünün ötesinde, sağlık hakkı ve etik zemininde de anlamamızı sağlar. Paylaşırken:
-
Ağır görüntüler yerine bilgi ve incelik taşıyan içerikler üret.
-
Doğrulanmamış iddialardan kaçın; yardım bağlantılarını bizzat doğrula.
-
Kültürel uygunluk gözet: Yardım paketleri yerel damak ve inanç hassasiyetleriyle uyumlu olsun.
-
Çıkar çatışması oluşturma: Bu tür metinlerde ücretli hizmet çağrısı yerine yalnızca dayanışma çağrısı seç.
Söz özenle seçildiğinde, bilgi teselliye; teselli de güvene dönüşür.
6) Topluluk eğitimi ve beslenme bilgisi: Uzmanın katkısı
Toplumsal beslenme bilgi düzeyi, sağlıklı seçimlerle anlamlı biçimde ilişkilidir. Geçerli–güvenilir ölçeklerle (ör. genel erişkin beslenme bilgisi ölçekleri) desteklenen eğitimler, davranış değişikliğini kolaylaştırır. Bilimin netliği, merhametin diliyle buluştuğunda, ikna yerini ikbâle bırakır: İnsan, bildiğinin doğru olduğuna inandığında, doğruda sebat eder.
7) Sofradan yükselen niyet
Bugün soframı sadeleştiriyor, israfı azaltıyor, ortaya çıkan imkânı paylaşmaya ayırıyorum. Küçülen tabağım, bir başkasının sofrasında çoğalsın; eksilen lüksüm, orada asgarîyi tamamlasın. Bilimin söylediğiyle vicdanın fısıldadığı bir noktada buluşalım: Bir lokmanın hakkını korumak, insanlığın yüzünü ak eder.